İstanbul Barosu, Valiliğin kamusal alanda içki içilmesini yasaklayan genelgesinin iptali için dava açtı

Kaynak, Getty Images
İstanbul Valiliği’nin halka açık plaj, park, piknik ve mesire alanlarında içki içilmesini yasakladığına dair genelgenin basına yansımasının ardından İstanbul Barosu, genelgenin iptali ve yürütmesinin durdurulması için dava açtı.
İstanbul Barosu’ndan yapılan açıklamada, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmış olan “özel yaşamın gizliliğine müdahale edildiği” kaydedildi.
Basına yansıyan haberlere göre İstanbul Valiliği, “alkol satışı ve tüketilmesi ruhsatı bulunan işletmeler dışında” kalan halka açık alanlarda içki içilmesini yasakladı.
Vali Davut Gül imzalı genelgede yasağın gerekçesi ile ilgili “olaylara karışan şahıslar ekseriyetle alkollü” değerlendirmesi yapıldı.
Basında paylaşılan genelgede, “İlgili makamlara yapılan şikayetlerde, ilimiz sınırları içerisinde güvenlik ve asayiş bakımından, kamu düzenini bozan ve halkın huzurunu kaçıran olaylara karışan şahısların ekseriyetle alkollü oldukları, umuma açık park, plaj, sahil ve benzeri alanlarda alkol alan şahısların çevreye rahatsızlık vererek halkımızda korku ve panik yaşanmasına sebep oldukları tespit edilmiştir” ifadeleri yer aldı.
Bu yasağa uymayanlara 617 TL para cezası verileceği ve “sarhoşluğun etkisi geçinceye kadar” kontrol altında tutulacakları kaydedildi.
İstanbul Valiliği 17 Ağustos 2023’te yayımladığı ancak internet sitesinden paylaşılmayan, “Alkol Satışı ve Alkollü İçeceklerin Tüketimi” başlıklı genelgesine ilişkin daha sonra açıklama yaptı.
Alkol kullanım ve satışına ilişkin yeni bir uygulama kararı bulunmadığı belirtilen açıklamada, söz konusu genelgeyle 4250 sayılı ‘İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı’ (Tekeli) kanununun yükümlülüklerinin yerine getirilmesi gerekliliğinin kaymakamlıklara ve belediyelere hatırlatıldığı bildirildi.
Genelgenin yayımlanma nedeni, muhtarlardan ve vatandaşlardan gelen, “alkol tüketimine bağlı olarak gelişen asayişi bozucu olaylara ilişkin şikayetler” olarak kaydedildi.
İstanbul Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Emin Gökçegözoğlu, tartışma yaratan kararla ilgili T24’e yaptığı açıklamada cezai yaptırımın yalnızca “çevreye rahatsızlık verenler için uygulanacağını” söyledi, “kendi halinde içki tüketen vatandaşlara” yönelik bir yasak kararı olmadığını belirtti.
Türkiye’de 2013 yılından bu yana saat 22.00 ila saat 06.00 arasında perakende olarak içki satışı yasak. Tekel Bayileri Platformu Başkanı Özgür Aybaş, yasağa uymamanın cezasının, bu yılın başında 1 milyon 60 bin TL’ye kadar çıktığını duyurmuştu.
İstanbul Barosu davayı hangi kanun maddelerine dayandırdı?
İstanbul Barosu genelge ile “özel yaşamın gizliliğine müdahale edildiğini” savunurken, bu hakkın Anayasa’nın 20. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesi ile güvence altına alındığını kaydetti.
Anayasa’nın 20. maddesinde, “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz” deniyor.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinde ise şu ifadeler yer alıyor:
“Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir.”
Dava dilekçesinde, temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceğine dair Anayasa’nın 13. maddesine de atıfta bulunuluyor.
Bu maddede, “Bu sınırlamalar, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz” deniyor.