AB Komisyonu Başkanı göç krizinin merkezi Lampedusa’yı ziyaret etti: ‘Avrupa çapında çözüm’ sözü

İtalya Başbakanı Meloni ise Von der Leyen’in ziyaretini ”Bunu İtalya’yla bir dayanışma jesti olarak değil, Avrupa’nın bir sorumluluk jesti olarak görüyorum. Çünkü İtalya’nın sınırları Avrupa’nın sınırlarıdır” diye yorumladı.

Meloni ayrıca göç meselesine Birleşmiş Milletler’in daha fazla dahil olması gerektiğini de söyledi ve gelecek haftaki BM Genel Kurulu’nda bu konuyu da görüşeceklerini belirtti.

Avrupa Komisyonu’nun eylem planında, Lampedusa’ya ulaşan göçmenlerin diğer AB ülkeleri arasında dağılımı için gönüllü dayanışma mekanizmasının kullanılması; göçmenlerin kayıt ve sevk işlemleri için AB kurumlarının desteğinin artırılması; sığınma başvurusu kabul edilmeyenlerin geri kabulü için ülkeleriyle iş birliğinin artırılması; denizde ve havada sınır gözetiminin güçlendirilmesi ve Akdeniz’deki deniz misyonlarını genişletme seçeneğinin değerlendirilmesi de yer alıyor.

Ayrıca düzensiz göçü durdurmak için Tunus ile yapılan mutabakat zaptının uygulamaya geçirilmesini hızlandırma vaadi de veriliyor.

İtalya’ya ulaşan göçmen teknelerinin çıkış noktaları arasında Tunus bu sene ise ilk kez Libya’yı geçerek ilk sıraya yükselmişti.

İtalya’nın girişimleri sonrası AB’nin geçen Temmuz’da Tunus ile imzaladığı 110 milyon euroluk anlaşma kapsamında, insan kaçakçılığının durdurulması, sınırların güçlendirilmesi ve göçmenlerin geri gönderilmesi gibi önlemler öngörülüyordu.

Ancak bu anlaşma, İtalya kıyılarına ulaşan göçmen teknelerinin sayısının azaltılmasında şu aşamaya kadar etkili olmadı. İtalya İçişleri Bakanlığı verilerine göre bu yılın başından beri ülkeye deniz yoluyla ulaşan göçmen sayısı 127 bini geçti. Bu sayı geçen yılın neredeyse iki katına denk geliyor.

6 bin nüfuslu Lampedusa adasına ise son bir haftada, çoğu küçük teknelerle olmak üzere yaklaşık 12 bin göçmenin ulaştığı hesaplanıyor. Muhalefet ve uzmanlar Lampedusa’daki krizin, hükümetin göç meselesini yönetim anlayışından da kaynaklandığını belirtiyor.

Düşünce kuruluşu ISPI’den göç uzmanı Matteo Villa, ‘’Lampedusa’da yaşanan kriz İtalya’nın yarattığı bir kriz’’ dedi. Villa, sosyal medyada paylaştığı verilerle ‘’2015 yılında İtalya’ya 150 bin kişi ulaşmıştı ancak bunların yalnızca 9 bini Lampedusa’ya gitmişti’’ dedi.

Göç kuruluşları ve aktivistler de, denizde kurtarma çalışmalarının yapılmaması nedeniyle göçmen teknelerinin kurtarılarak daha büyük limanlara taşınmadığını, bu yüzden çoğunun Kuzey Afrika’ya en yakın limanlardan olan Lampedusa’ya yönlendiğini vurguluyor.

Lampedusa’da dün bir grup ada sakini gösteri yaparak adanın göç krizinin merkezi haline gelmesine tepki gösterdi.

Yaklaşık bir yıl önce düzensiz göçü durdurma vaadiyle iktidara gelen Başbakan Meloni liderliğindeki aşırı sağcı hükümet, göçmen sayılarındaki artış nedeniyle tepkilerle karşı karşıya.

Meloni geçen Cuma günü bu konuda yeni önlemler alacaklarını açıklayarak ”deniz ablukası” uygulama çağrısını yineledi.

Meloni, etrafı çevrili yeni göç merkezleri kurulacağını ve sığınma başvurularını değerlendirilirken göçmenlerin burada 18 aya kadar tutulabileceklerini de açıkladı. Bu plan, uluslararası insan hakları düzenlemelerine ve İtalya anayasasına aykırı olduğu gerekçesiyle eleştiri aldı.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi de dün Lampedusa’daki acil durum ile ilgili bir mesaj yayımlayarak ‘’Hiç kimse mülteci ve göçmenlerin trajedisini siyasallaştırmamalı’’ dedi.

‘’Gerçek çözümlere ihtiyaç var’’ diyen Grandi, bunları ‘’Avrupa düzeyinde ortak, öngörülebilir bir yanıt bulunması, Afrika ve ötesine yardımlardaki düşüşün tersine çevrilmesi’’ diye sıraladı ve ‘’Aksi takdirde yeni Lampedusa’lar yaşanır’’ uyarısı yaptı.

Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Göç Örgütü, Kuzey Afrika’dan İtalya’ya uzanan Orta Akdeniz hattını, dünyanın bilinen en ölümcül göç rotası olarak tanımlıyor. Bu hatta 2014’ten bu yana en az 20 bin kişinin hayatını kaybettiği hesaplanıyor.