Brüksel’de polis kadına yönelik şiddeti protesto yürüyüşü sırasında göz yaşartıcı gaz kullandı
Kaynak, EPA-EFE/REX/Shutterstock
- Yazan, Yusuf Özkan
- Unvan, Lahey
Belçika’nın başkenti Brüksel’de polis, kadına yönelik şiddeti protesto amacıyla düzenlenen yürüyüşe katılan bazı göstericilere karşı göz yaşartıcı gaz kullandı.
Brüksel’de, Pazar günü öğleden sonra 100’den fazla örgütün yer aldığı “Mirabal Belçika” adlı kadın oluşumu öncülüğünde, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle bir yürüyüş düzenlendi.
Bu yıl yedinci kez gerçekleştirilen ve yaklaşık 2 bin 500 kişinin katıldığı yürüyüş sırasında, Filistin’e destek veren bir grup ile polis arasında gerginlik yaşandı.
Gazze Şeridi’ndeki şiddeti protesto eden göstericilerin, güvenlik güçlerinin belirlediği rotadan sapmak istemesi üzerine polis ekipleri, yolu kesti.
Polisler, çoğunluğu kadınlardan oluşan göstericilere karşı göz yaşartıcı gaz kullandı.
Brüksel polisi, yürüyüş öncesinde de bazı katılımcıları “idari tedbir amaçlı olarak” gözaltına aldı.
Polis Sözcüsü Ilse Van de Keere, Belçika medyasına yaptığı açıklamada, gözaltına alma gerekçesi olarak, “Bu kişilerin, yanlarında kamu binalarına zarar vereceği düşünülen materyaller bulunduruyor olmasını” gösterdi.
Mirabal Belçika adlı kadın platformundan yapılan açıklamada, son 7 yıldır üst üste her sene gerçekleştirilen yürüyüşün, “şiddet mağdurlarıyla dayanışmayı dile getirme ve yetkililerin daha somut ve etkili bir taahhütte bulunmasını sağlama konusundaki kararlılığı göstermeyi” amaçladığı vurgulandı.
Açıklamada, şöyle dendi:
“Kadınların maruz kaldıkları şiddetten sorumlu olduklarına inanılan bir toplumda, endişe verici bir şüphe ve güvensizlik ortamında, bu şiddet; sokakta, ailede, işte, özel yaşamlarının mahremiyetinde, yasal ve siyasi alanlarda, kısacası kadınların yaşamlarının her alanında gerçekleşmektedir. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet hepimizi etkilemektedir.”
Belçika’nın, kadına yönelik şiddet ile aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayıp, onayladığına işaret edilen açıklamada, Kadın Cinayetlerini Durdurma Yasası ve 6 yeni Cinsel Şiddet Sonrası Bakım Merkezi açılması gibi adımlara rağmen, hala önlemlerin yeterli olmadığı belirtildi.
Geçen yıl ülke çapında 24 kadın cinayeti işlendiğini dile getiren Mirabal Belçika’ya göre, 2017 yılından bu yana 3’ü dolaylı olmak üzere toplam 204 kadın cinayeti meydana geldi.
Kadın örgütlerine göre, bu cinayetlerin temelinde “yasal boşluklar, şiddet mağdurlarını korumak için yetersiz düzenlemeler, mağdurların yardım çığlıklarına sağır yapılar ve suçların kovuşturulmaması ile oluşan ataerkil yapısal sistemdeki kara delikler” yatıyor.
Kadın dernekleri platformuna göre, Belçika’daki kadınların neredeyse yüzde 98’i sokakta ya da toplu taşıma araçlarında cinsiyetçi davranışlara maruz kaldığını, yüzde 60’ı ise, cinsel tacize uğradığını belirtiyor.
Mirabal Belçika, İstanbul Sözleşmesi’nin, “göçmen kadınları ve çocuklarını aile içi şiddete ve hegemonik, liberal ve baskıcı bir ataerkilliğe dayanan yapısal şiddete karşı korumayı taahhüt ettiğine” vurgu yaparak, şunları kaydetti:
“Ancak bunlar, feminist örgütlerin yıllardır dile getirdiği devasa buzdağının sadece görünen kısmıdır. Kadınların sadece ‘kadın oldukları için’ öldükleri gerçeği bize, kadına yönelik şiddetin yapısal niteliğinin toplumsal cinsiyete dayalı olduğunu ve bu şiddetin, kadınların erkeklere tabi bir konumda tutulmasını sağlayan önemli toplumsal mekanizmalardan biri olduğunu göstermektedir.”
Mirabal Belçika bu yılki yürüyüşte, kadın sorunlarına ilişkin talepleri, şu 4 başlık altında dile getirdi:
- Kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele,
- Savunmasız kadınların dikkate alınması,
- “Kadın” mesleklerine ve sektörlerine değer verilmesi
- Cinsel sağlık ve üreme sağlığı