Gazeteci Barış Pehlivan, hakim duruşmayı ertelediği için cezaevine geri döndü
Kaynak, DHA
Gazeteci Barış Pehlivan “kamu görevlisine hakaret” suçundan yargılandığı davaya katılmak için cezasının infaz edildiği Maltepe Açık Cezaevi’nden duruşmaya izinli olarak geldi.
Pehlivan, hüküm vermeyen ve duruşmayı erteleyen hakime tepki gösterdi.
Duruşma çıkışında konuşan Pehlivan, “Bomboş bir dava; 5 paragraf, 1,5 dakikada okunacak bir yazıda hakaret olup olmadığını incelemeye cesareti olmadığı için ben yarın tekrar cezaevine döneceğim. Bunun adı hukuk değildir, bunun adı adalet değildir, bunun adı vicdan değildir” dedi.
Pehlivan, cezaevine yeniden girmesine sebep olan Yargıtay üyesi Ömer Faruk Aydıner hakkında kaleme aldığı “Mide bulandıran öykü” başlıklı yazısı nedeniyle “kamu görevlisine alenen hakaret” suçundan açılan davaya katılmak için Maltepe Cezaevi’nden izinli olarak dünkü duruşmaya katıldı.
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, Barış Pehlivan ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmayı TİP Milletvekili Ahmet Şık’ın yanı sıra çok sayıda gazeteci, basın meslek örgütü temsilcisi ve avukat da takip etti.
“Hangi harfim, hangi kelimemle hakaret ettim?”
Pehlivan savunmasında, “Sanık olmama gerekçe gösterilen köşe yazımı sayısızca kez okudum. Ancak ben nasıl suç işlemişim, inanın bulamadım. Yazım 554 kelimeden ve 3537 harften oluşuyor. Lütfen bana söyleyin, hangi harfim, hangi kelimemle ben Ömer Faruk Aydıner’e hakaret ettim?” dedi.
20 yıldır gazetecilik yaptığını ve yazdığı beş kitabıyla yüzlerce haberde yargıdaki sorunları ele aldığını ifade eden Pehlivan, haberde şikayetçinin adını yazmayarak masumiyet karinesini korumaya çalıştığını ve hakaret etme kastının olmadığını belirtti.
Duruşma savcısı, Pehlivan’ın “kamu görevlisine alenen hakaret” suçundan 1 yıl 2 aydan 2 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Şikayetçinin avukatı ise şikayetlerinin devam ettiğini belirterek Pehlivan’ın cezalandırılmasını istediklerini ifade etti.
Hakim, duruşmayı 16 Kasım’a ertelediğini açıkladı.
Bunun üzerine Pehlivan şu sözleri sarf etti:
“4-5 paragraflık yazıdan dolayı özgürlüğümden mahrum oldum. Gerekirse ceza verin ama beni bu belirsizliğe mahkum etmeyin. Lütfen karar verin. Bu kadar insan sekiz saattir bekliyor. Ceza verecekseniz de verin. Üç aydır bu duruşmayı bekliyorum. Ben size ilk kez sanık olmadım. Beni tekrar cezaevine gönderiyorsunuz. Bu zalimliktir. Bu yaptığınızın hukukla vicdanla alakası yok. Siz karar vermediğiniz için, topu topu 10 sayfayı okumadığınız için ben yarın hapse gireceğim” dedi.
Hakim ise, “Avukatınızın sunduğu belgeleri incelemem gerekiyor, ara kararımı yazdırdım” diyerek duruşmayı ertelediğini belirtti.
Pehlivan, “Siz dersinize çalışmamışsınız, böyle bir şey olur mu, yazık” diyerek tepki gösterdi.
Ne olmuştu?
Pehlivan, Ağustos ayında hakkında 2020 yılında açılan, 3 yıl 9 ay hapis cezası verilen dava kapsamında beşinci kez cezaevine girmişti.
Bir makalesinde Libya’da görev yaparken hayatını kaybeden MİT mensubunun kimliğini deşifre ettiği gerekçesiyle Pehlivan’a 3 yıl 9 ay hapis cezası verilmişti.
6 Mart 2020’de tutuklanan Pehlivan, cezaevinde altı ay kaldıktan sonra başka bir davaya konu olmamak kaydıyla 9 Eylül 2020 tarihinde denetimli serbestlikle salıverilmişti.
30 Mart 2023’te Pehlivan hakkında, yaptığı bir haber yüzünden yeni bir dava daha açıldı, bu yüzden mahkeme bu yeni davanın denetimli serbestliğini bozduğuna hükmederek Pehlivan’ın tekrar cezaevine girmesine karar verdi.
Pehlivan, bu sebeple 17 Mayıs 2023’te de cezaevine çağrılmış, açık cezaevinde birkaç saat kaldıktan sonra Covid-19 izni nedeniyle dışarı çıkmıştı.
Gazeteci Pehlivan, o dönem yaptığı açıklamada Cumhuriyet’teki yazıları gerekçesiyle hakkında en az altı davanın açıldığını, ancak Süleyman Soylu hakkında yazdığı SS kitabının ardından denetimli serbestlik kararının bozulduğunu iddia etmişti.
Ağustos ayında ise denetimli serbestlikten yararlanmak için yaptığı başvuruya yanıt verilmeyen ve Covid-19 izinlisi hükümlülerin tekrar cezaevine girmesini engelleyen düzenlemeden yararlandırılmayan Pehlivan, infazını tamamlamak üzere Silivri’deki Marmara Cezaevi’ne gitti.