Greece boat disaster: Two families united in grief thousands of miles apart

Reda el Sayed, Abraş köyünden aralarında oğlunun da bulunduğu ailesinden yedi kişinin kayıp olduğunu söylüyor.

Hepsinin öne Libya’ya gittiğine, daha sonra da 14 Haziran’da Yunan kıyılarının 80 kilometre açığında batan balıkçı teknesine bindiklerine inanılıyor.

Birleşmiş Milletler teknede 400 ila 750 kişi olabileceğini söylüyor.

Reda el Sayed tek odalı evindeki yatağın üzerinde otururken “Bana sormadan gitti ve tekneye binmeden beni aradı” diyor.

“Mısır’a dönmesini istedim ama dönmedi. Şimdi sağ kalanların isim listesinde onu arıyorum”

Komşu Maştul el Suk köyünde de ağlayan kadınlar dar sokakları dolduruyor.

Bir kadın “Oğullarımız öldü mü, yaşıyor mu bilmek istiyoruz” diyor.

Hükümet sağ kurtulmayı başaran 43 Mısırlı’nın isimlerini yayımladı. Ancak bunun dışında pek bir şey yapmadı.

Resmi bir açıklama yapılmasa da 300 ila 350 Mısırlı’nın tekneye bindiği tahmin ediliyor.

Hükümet, teknede kaç Mısırlı’nın olduğunu belirlemek ve kimliklerini tespit etmek için bir ekip kurdu.

Ancak bu zaman alacak. Batık, Akdeniz’in en derin noktalarından birinde.

Bu arada, birçok aile yolculuğun parasını ödemek için büyük miktarlarda borç aldıkları için önemli miktarlarda borçla karşı karşıya.

Reda el Sayed “İnsan kaçakçılarından biri oğlumu Libya sınırı yakınlarından aldı ve daha sonra 140 bin Mısır Lirası (4300 ABD Doları) vermemi, aksi takdirde oğlumu öldüreceğini söyledi” diyor.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) rakamlarına göre bu yıl 6.232 Mısırlı İtalya’ya geçti.

Mısır’da resmi işsizlik oranları yüzde 7’nin biraz üzerinde, ancak devalüasyon ve hızla artan gıda fiyatları yaşamı çok zorlaştırıyor.

Binlerce kilometre ötede, Keşmir’in Pakistan yönetimindeki kesiminde, bir başka aile yas tutuyor.

Raja Enver, Kotli bölgesinde bulun Bundli köyündeki evinin çatısında duruyor.

Son olarak mesaj atıp, Libya’dan tekneye bindiğini söyleyen 38 yaşındaki oğlun Abdül Cabbar’ın özlemini çekiyor.

Raja Enver “Bu yolculuğu karşılayabilmek için sülalemizden 8 bin dolar gibi çok büyük bir borç aldık” diyor.

Ailesinin genç erkeklerinin tamamen öldüğünü söylüyor. Oğlu ve dört yeğeni.

En küçük yeğeni Owais Tarık sadece 19 yaşındaydı. Biri dışında hepsi evli ve küçük çocuk sahibiydi.

Abdül Cabbar, Ortadoğu ülkelerinde işçi olarak çalışırken ayda 120 dolar kazanıyordu.

Memleketine döndüğünde koşullar zorluydu ve bir otelde fırıncı olarak çalışmaya başladı.

Ancak eşi ve iki kız çocuğuna bir ev ve bir araba almaya yetecek para kazanmak istiyordu. Bunun tek yolunun Avrupa’ya gitmek olduğunu düşünüyordu.

Raja Enver, ilk birkaç gün Abdül Cabbar ve dört kuzeninin aileleriyle sürekli iretişim kurduğunu, grubun İslamabad’dan Dubai’ye ve sonra Mısır ve Libya’ya geçtiğini anlatıyor.

Libya’da insan kaçakçıları tarafından verilen adrese ulaştıklarında, tekne gelene dek diğerleriyle küçük bir odada kaldılar.

Raja Enver, oğlunun yolladığı bir videonun kendisini çok üzdüğünü belirtiyor.

“O küçük odada koyun gibi birbirlerinin üzerlerinde yatıyorlardı ve günlerdir yiyecek bir şeyler verilmemişti. Buna çok üzüdüm.”

Mısır gibi, yüzlerce Pakistanlı da İtalya’ya yol alan balıkçı tekneside yer almıştı. Teknede sadece Bundli köyünden 28 kişi vardı.

Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif insan kaçakçılığı şebekelerini soruşturulması talimatı verdi.

Bu arada medya da, insanların her şeyi riske atmasına neden olan ülkedeki siyasi ve ekonomik krizle, işssizli ve yoksulluğu suçlamaya başladı.

Pakistan İstatistik Bürosuna gör enflasyon bu yıl Güney Asya ülkelerindeki en büyük oran olan yüzde 40’a yükseldi.

Yunan makamları kurtulan 104 kişi arasında 12 de Pakistanlı olduğunu söylüyor.

Raja Enver oğlunu bir kez daha görebilmek için bir mucize olmasını umuyor.

Mısır’daki ailelerin ise farklı bir umudu var.

Bir erkek “Oğullarımız ve akrabalarımızın öldüğü doğrulanırsa, naaşlarını alıp toprağa vermeliyiz” diyor.