İYİ Parti’nin ittifaksız seçim kararının altında ne yatıyor, karar CHP’de nasıl yankı buldu?

İYİ Parti’nin Çarşamba günü yapılan GİK toplantısından, tüm seçim çevrelerinde kendi adayını belirleme kararı çıktı.

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu GİK kararını, “31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşecek olan yerel seçimlerde Türkiye genelinde 81 il ve ilçelerde partimizin kendi adaylarının teşkilatlarımızın görüşlerini yanı sıra her seçim çevresinde aday adaylarımıza yönelik halkın eğilim ve tercihlerinin dikkate alınarak tespit edilmesine karar verilmiş olup sürecin yönetiminde parti başkanlık divanımız yetkilendirilmiştir” sözleriyle duyurdu.

Zorlu’nun açıkladığı kararı CHP’de “aday tespiti kararı” olarak yorumlayanlar olsa da İYİ Parti yöneticileri, bunun “81 il ve ilçelerinde seçime kendi adayı ile girme kararı” anlamına geldiğini ve bu karardan da dönüş olmayacağını ifade ediyorlar.

İYİ Parti kurmayları, esas olarak hedefin 2028 cumhurbaşkanlığı seçimleri olduğunu, CHP’nin ve bu partinin Yeşil Sol Parti “bagajı” nedeniyle, Cumhur İttifakı seçmeninin muhalefet partilerine oy vermediğine dikkat çekiyorlar.

İYİ Partililer, tek başına seçime girilmesinin Cumhur İttifakı’ndan kopuşu büyüteceğini düşünüyor ve bu nedenle “bedeli ne olursa olsun” yerel seçimlere ittifaksız girileceğini söylüyorlar.

Önümüzdeki süreçte, “muhalefete muhalefet” anlayışıyla hareket edilmeyeceği belirtilirken, Ankara ve İstanbul’u CHP’nin kaybetme riskiyle ilgili ise “İstanbul’u kazandık ne oldu? Hani, İstanbul’u alan Türkiye’yi alıyordu? Olmadı. Ama biz tek başımıza hareket ederek büyürüz. 2028’e geldiğimizde elbette tek adam rejiminden yana tavır koymayız. O zaman bizimle benzer görüşleri savunan ülkenin ortak akılla demokratik şekilde yönetilmesini savunanlarla yan yana oluruz” görüşü dile getiriliyor.

İYİ Parti’nin Altılı Masa nedeniyle 2023 seçimlerinde “bedel ödediğini” savunan bir GİK üyesi, tutumlarını “Biz bu bedeli göze aldık. Siyasette elbette kararlar değişmez değildir ama şu andaki kararımız bir esnekliğe izin vermiyor” sözleriyle özetliyor.

CHP ise siyasette kararların her zaman değişebileceğini düşünerek, İYİ Parti’ye tepkisel yaklaşımlardan kaçınıyor. İlerleyen süreçte, kamuoyu araştırmaları, taban baskısının İYİ Parti’yi yeniden düşünmeye zorlayacağını düşünenler çoğunlukta. Yerel seçimlerde tek turda tek ismin seçildiğine işaret ediliyor ve seçmenin kazanma ihtimali olan partiye yöneleceği düşünülüyor.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Eğitim-İş Sendikası’nı ziyareti sonrasında gazetecilerin konuya ilişkin sorusu üzerine ise bu konuda yorum yapmaktan kaçındı. Kılıçdaroğlu, “Seçimden sonra kurduğumuz ittifak zaten bitti, bunu daha önce de söyledik. İttifak ne dönemlerde olur? Seçim dönemlerinde olur. Daha önce ittifakın daha uzun süreli olmasının temel nedeni neydi? İktidara geldiğimizde neler yapacağımız konusunda ortak mutabakat metinini hazırlamaktı. Onu yaptık biz” demekle yetindi.

İYİ Parti’nin kararı, cumartesi günü resmi açılışı yapılacak olan Başkent Ankara Kalkınma Projesi’nin tanıtım toplantısında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a da soruldu. Ankara’da şu anda 4 milyon 200 bin seçmen olduğunu anımsatan Yavaş, hizmetleri için tüm seçmenlerden oy isteyeceğini belirtmekle yetindi:

“Bizim söylemimiz her zaman şu olmuştur; ‘Seçildikten sonra herkese eşit bir şekilde, kimseyi ayırmadan hizmet edeceksin’. Bu şekilde de 5 yıla yakındır hizmet ettiğimizi düşünüyoruz. 2019 yılında seçime girerken vaatlerle girdik. Ama şu anda yeni seçime yaptığımız icraatlar ile gireceğiz.

“Belediyeciliğe farklı bir bakış getirdiğimizi düşünüyoruz. Ankara halkının önüne çıkıp ‘yaptığımız hizmetleri beğeniyorsanız bize oy verin’ diyeceğiz. Bunu da yaparken şu seçmen bu seçmen diye ayırmadan hepsinden oy istiyoruz.”

Akşener’in ittifaksız seçim açıklamaları sonrasında “ittifak şart” diyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise bu görüşünü koruduğunu söyledi.

Katıldığı bir etkinlikte gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, İYİ Parti Sözcüsü Zorlu’nun açıklamalarını dinlediğini belirterek, müzakerenin kapanmadığı görüşünde olduğunu aktardı:

“Açıkçası yapılan tariften müzakerenin kapanmadığını düşünüyorum. Tabii bunu zamanla göreceğiz. Zaten en önemli unsurun toplumsal ittifak olduğunu ve özellikle muhalefet tabanının güçlü bir ittifak modeliyle sonuca kavuşabileceğini bilen birisiyim.

“Bunu özenli bir şekilde İstanbul’da yaşadık ve yaşattık. Başta Cumhuriyet Halk Partisi ve İYİ Parti ittifakının yanı sıra güçlü bir İstanbul ittifakının tesisiyle bambaşka bir demokrasi mücadelesi verildi ve kazanıldı. Ve biz bunu başaracağımızı düşünüyoruz, başarırız da.

“Bu anlamda yine en güçlü şekliyle Sayın Akşener, İYİ Parti ve İYİ Parti yöneticileriyle müzakerenin, diyaloğun çok sağlıklı bir şekilde yürütebileceğini, yönetilebileceğini düşünüyorum. Elbette bunun karşılıklı gerekleri var. Zaman gösterecek.”