LGBTİ karşıtlığı: ‘Toplumla aramıza duvar örmeye çalışıyorlar’

Türkiye’de LGBTİ+ topluluğu son yıllarda siyasetin gündeminden düşmüyor. İstanbul Sözleşmesi tartışmalarıyla başlayan süreç, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sıklıkla muhalefeti “LGBTci” olmakla suçlamasıyla devam ediyor.
Anayasa’da “ailenin yeniden tanımlanması” tartışmaları sürerken, başta Yeniden Refah Partisi olmak üzere bazı partiler “eşcinsel propagandası yasağı” getirilmesi ve LGBTİ haklarıyla ilgili çalışan derneklerin kapatılması çağrısında bulunuyor.
İlk olarak 2022 yılında İstanbul Saraçhane’de gerçekleştirdikleri buluşmayla görünür olan ve “Büyük Aile Platformu” adıyla bir araya gelen bir grup sivil toplum kuruluşu, temelde “ailenin korunması” ve LGBTİ karşıtlığı çerçevesinde çalışmalar yürütüyor.
LGBTİ+ hareketinin kamusal alandaki görünürlüğü ise yaşanan bu sürece paralel olarak azalıyor. Her yıl Haziran ayında dünya genelinde düzenlenen Onur Yürüyüşü’ne Türkiye’de 2015’ten bu yana izin verilmiyor. Bu yıl yasak kararları yalnızca yürüyüşü değil, film gösterimi ve piknik gibi aktiviteleri de kapsıyor.
Peki bu süreç ne anlama geliyor? Türkiye’de ve dünyada LGBTİ+ karşıtlığı ne düzeyde? “LGBTci” söylemi ile ne ima ediliyor? LGBTİ+ bireyler bu atmosferden nasıl etkileniyor?
Siyaset bilimci Prof. Dr. Alev Özkazanç, KaosGL genel yayın yönetmeni Yıldız Tar, drag performans sanatçısı Florence Konstantina Delight ve 2023 genel seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi’nden İstanbul 2. Bölge Milletvekili Adayı olan Talya Aydın ile konuştuk.
Video-haber: Fatima Çelik
Katkıda bulunanlar: Ege Tatlıcı, Osman Kaytazoğlu