Mehmet Şimşek: Önceliğimiz enflasyon, kredi büyümesini düşüreceğiz

Kaynak, Getty Images
Hazine ve Maliye Mehmet Şimşek, kredi büyümesini enflasyon hedefiyle paralel hale getireceklerini açıkladı. Şimşek, kredi kartı, konut kredileri ve taşıt kredilerini hem fiyatlama hem miktar olarak sınırlayacaklarını kaydetti.
NTV canlı yayınına katılan Şimşek, “1 Eylül itibarıyla, yıllık kredi kartı üzerinden kredi hacmi yüzde 140 civarında artmıştı. Enflasyonun iki katından fazla. Bu kadar yüksek seyreden bir kredi hacmiyle siz enflasyonu ve cari açığı kontrol altına alamazsınız.” dedi.
Enflasyonla mücadelede “miktarsal sıkılaşma” konseptini uyguladıklarını söyleyen Şimşek, Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarına karşılık getirilmesinin buna yönelik adımlardan biri olduğunu söyledi.
Miktarsal sıkılaştırma, merkez bankalarının enflasyonla mücadelede kullandığı daraltıcı para politikası araçlarından biri.
Merkez Bankası Temmuz sonunda “parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları alındığını” açıklamıştı.
Bu kapsamda kur koruma desteği sağlanan hesaplar için yüzde 15 oranında zorunlu karşılık uygulaması getirilmişti.
Şimşek bunlara ek olarak taşıt kredilerini sınırlayacaklarını söyledi.
İkinci, üçüncü konut ya da yazlık alımlarıysa krediyle desteklenmeyecek.
İlk kez konut alacaklara sağlanan kredi imkanlarıyla ilgili değişikliğe gidilmeyecek.
Şimşek, “Krediyi bu alanlarda hem fiyatlama hem de miktar olarak sınırlayacağız” ifadelerini kullandı ve gerekirse bankaların söz konusu kredilerde belirli bir hacmi geçmemesi için menkul kıymet karşılık zorunluluğu getirilmesi gibi uygulamalara gidilebileceğini belirtti.
‘Zayıf kur, yüksek enflasyon dönemi sona erecek’
“2021 Aralık ve 2023 Mayıs ayı arasında Dolar/TL kurunun belli bir düzeyde tutulduğunu söyleyen Hazine ve Maliye Bakanı, kuru serbest bıraktıklarını söyledi.
“Bir yandan rasyonel politikalar diyeceğiz; bir yandan kuru tutacağız, bu mümkün değil” diyen Şimşek, kurun serbest bırakılmasıyla enflasyona geçişin yüksek seyrettiğini belirtti.
Şimşek, “Kur hedefimiz yok, hiçbir zaman olmadı. Aslında tahmin de olmaması lazım… Yıl sonu kurunun lineer olacağı varsayımı makul değil” dedi.
Şimşek küresel ekonomide görüntünün 2024’ün ikinci yarısından itibaren değişmesini beklediklerini ve bunun için farklı perspektifleri olduğunu belirtti.
“Enflasyondaki düşüşle birlikte faiz düşüşü konuşulacak dünyada. Bununla birlikte büyümeye ilişkin beklentiler ve fon akışı farklı seyredecek. Dolayısıyla bizim önümüzdeki yılın ilk yarısıyla, ikinci yarısıyla farklı perspektiflerimiz var.”
Önümüzdeki sene iç talebin “yeniden dengeleneceğini” söyleyen Şimşek, “İç talebi özellikle aşırı tüketim boyutlarıyla sınırlamaya gideceğiz” dedi ve bunu şöyle açıkladı:
“Kredi genişlemesini enflasyon hedeflemesiyle paralel tutacağız, kredi üzerinden parasal genişlemeyi sınırlayacağız. Bu cari açığı aşağı çekecek, (cari açığın yüksek olmasında) altının etkisi var, biz altın ithalatına bir takım düzenlemeler getirdik zaten, altın talebi de düşecek çünkü ihtiyaç kalmayacak; para politikası daha etkin, daha rasyonel olacak.”
“Bir taraftan para politikası, bir taraftan altın ithalatının düzenlenmesi, bir taraftan küresel arka planın etkisiyle, zayıf kur yüksek enflasyon dönemi geride kalacak.”
Vergiler ve özelleştirmeler
Bütçe hedefleriyle ilgili konuşan Mehmet Şimşek, yıl sonuna kadar veri tahsilatlarında ciddi performans göstereceklerini belirtti.
“Bütçe açığı bu sene için milli gelire oran olarak yüzde 3,4 olarak öngörülüyor. Yıl sonuna kadar tahsilat ayağında ciddi performans göstereceğiz. Denetim ayağı da öyle.
“Yakında defterdarlarımızla spesifik hedefler vereceğim, adil şekilde. Tahsil etmemiz gereken vergiden bahsediyorum. Kayıt dışılıktan bahsediyorum. EYT ve diğer hususların etkisi gelecek yıl ortaya çıkıyor.
“Gelir ayağında çaba göstermemiz gerekiyor. Gelecek sene vergi reformları yapacağız, tabana yayılması için, daha adil vergi sistemi için.”
Bütçe dışında gelir arayışına gideceklerini belirten Hazine ve Maliye Bakanı buna örnek olarak özelleştirmeleri verdi:
“Bütçeye ilişkin rakamlar yeterince çaba ortaya koymamış gibi imaj verebilir. Bu konuda da kararlıyız. Açık büyüyünce borç büyüyor. Bütçe dışında gelir arayışına gideceğiz, özelleştirmeden tutun diğer alanlarda da.”
Dünya Bankası’nda ilave 18 milyar dolar kredi paketi
Şimşek, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan ile birlikte Dünya Bankası başkanıyla uzun bir görüşme yaptıklarını ve görüşmede ekonomi programından bahsettiklerini söyledi.
Şimşek görüşme sonucunda Dünya Bankası’nın Türkiye’ye 17 milyar dolarlık planlamaya ilaveten 18 milyar dolar daha tahsis edeceğini açıkladı.
Böylelikle toplamda 35 milyar dolarlık Dünya Bankası paketi, Türkiye’ye sunulacak.
Buna ek olarak Şimşek, Birleşik Arap emirlikleri (BAE)’nin “deprem yaralarının sarılmasına yönelik, 8,5 milyar dolarlık tahvil ihracının bu sene sonundan önce” gerçekleştirmesini beklediğini söyledi.
İhracatın finansmanı için yapılacak olan 3 milyar dolarlık tahvil ihracıyla birlikte körfez ülkesinden bu yıl sonuna kadar toplam 11,5 milyar dolarlık tahvil ihracı yapılmasını beklediğini belitti.
BAE Türkiye için 51 milyar dolara yakın yatırım programı açıklamıştı.
Şimşek, “BAE’nin 51 milyar dolar içerisinde yenilenebilir enerjiye yaklaşık 27 milyar dolarlık bir yatırımı gündemde. Tabii bu depolamadan tutun, güneş, rüzgar vs. Sanayi, turizm özellikle teknoloji yatırımı öngörüyorlar.” dedi.
En düşük emekli maaşları düzenlemesi
Çalışanları, emeklileri “enflasyon karşısında ezdirmeyeceklerini” yineleyen Şimşek, alım gücünü korumanın tek yolunun enflasyonu düşürmek olduğunu söyledi.
Şimşek, en düşük maaş alan emeklilerin durumunun iyileştirilmesine yönelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla çalışmalar yaptıklarını söyledi.
“Çalışanımızın yanındayız, çalışanlarımız çok değerli. Emeklilerimiz çok değerli. Ama ülkenin imkanları çerçevesinde hareket etmemiz lazım. Zor bir dönemden geçiyoruz. Yüzyılın felaketi yaşanmış. Felaketin yaralarını sarmayı önceliklendirmeyi, eminim 86 milyonun tamamı istiyor.” diye ekledi.
Ekonomistler ne tepki verdi?
Mehmet Şimşek’in açıklamalarını sosyal medyada yorumlayan ekonomistler, adımları farklı yönleriyle ele aldı.
Ekonomist Emrah Lafçı, Şimşek’in açıklamalarının Eski Türkiye Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın açıklamalarıyla benzerliğine dikkat çekti,
“Şu iki fotoğraf arasında 2.5 yıl var. Spiker dahil neredeyse her şey aynı. Mehmet Şimşek’le Lütfi Elvan’ın söyledikleri de aynı. İnsan gerçekten üzülüyor. Doğrusu buydu madem, aradaki 2 yılı biz neden yaşadık!” dedi.
Lafçı, sıkılaştırma adımlarının geçinme krizini derinleştireceği yorumunda bulundu ve Şimşek’in ücret artışlarının hedef enflasyon gözetilerek belirleneceği açıklaması için şu ifadeleri kullandı:
“Bakan bu konuda toplumun tüm kesimlerinden sabır istedi. Soruya 2002-2023 arası reel ücret artışlarını sayarak cevap verdi. Depreme de atıfta bulunup dayanışmamız lazım, onun için maaşları hedef enflasyon gözeterek artırmak konusunda kararlıyız dedi… Şimdi soru şu; Bu kadar kredi ve kredi kartıyla dönmeye alışmış bir toplum, reel olarak ücretler de artmayacaksa, kredi kanalları da kısılacaksa nasıl geçinecek?”
Ekonomist Hakan Kara ise adımları olumlu bulduğunu paylaştı, “Mehmet Beyin bireysel mülakatında çizdiği genel makro çerçeve OVP’ye göre daha tutarlı ve ayağı yere basan bir görünüm sunuyor. Umarım uygulamada bu yaklaşım hakim olur.” dedi.
Kara, kurun serbest bırakıldığı argümanına katılmadığını ise şu şekilde açıkladı:
Ekonomist Mahfi Eğilmez, Şimşek’in bütçe dışı gelirlerle ilgili açıklaması hakkında, “OVP ile bütçe arasında 973,5 milyar TL’lik farkın özelleştirme ve arsa satışlarından karşılanacağı ifade ediliyor. Son barutlar da buraya gidecek anlaşılan.” yorumunda bulundu.