Türkiye ekonomisi için 2023 nasıl geçti?
Kaynak, Getty Images
Mehmet Şimşek, Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini 5 Haziran’da düzenlenen törenle Nureddin Nebati’den devralmıştı
Türkiye’de geçen yıl bu dönemde yapılan 2023 değerlendirmelerinin merkezinde Mayıs ayında yapılacak seçimler vardı. Mayıs’a kadar seçim ekonomisinin devam etmesi bekleniyor, Mayıs sonrası ise olası seçim sonuçlarına göre senaryolar yapılıyordu.
Türkiye gibi politika belirsizliğinin yüksek, kurumsal yapının zayıf olduğu ülkelerde ileriye yönelik isabetli öngörü yapabilmek kolay değil.
Aşağıdaki tabloda birinci sütun, Aralık 2022 itibarıyla kıdemli bir kredi derecelendirme kuruluşu olan Fitch’in Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçildiği, Cumhur İttifakı’nın da Meclis’te çoğunluğu sağladığı senaryo için yaptığı 2023 öngörülerini gösteriyor.
O dönemde Fitch’e göre bu olasılık, yüzde 22,5’ti. (Buradaki tartışma seçim öncesi tahminleri medyada paylaşılmış olduğu için Fitch üzerinden örneklendirilmiş olsa da, diğer kredi derecelendirme kuruluşlarının da o dönemde benzer tahminler paylaştıklarını hatırlatmakta fayda var.)
Bu tahminleri ikinci sütundaki gerçekleşen veriyle karşılaştırmadan önce tahminlerin altında yatan senaryoyu inceleyelim.
2023 yılında düşük faiz politikasının muhtemelen seçimlere kadar devamını bekleyen Fitch, faiz indirimlerine rağmen büyümenin ciddi şekilde ivme kaybetmesini öngörüyordu.
Ekonomideki bu yavaşlamanın enflasyonu da baskılaması, düşük faiz ortamında TL’deki değer kaybının devamı bekleniyordu.
Tabloda gösterilmemekle beraber 2024 yılında yüzde 2’lik bir daralma, buna karşılık düşük faiz inadının devam etmesinin beklendiği bir nevi “duvara çarpma” senaryosuydu bu.
Bu senaryoda ima edilen faiz indirimleri 2023’ün ilk yarısında hükümet söylemleri ile tutarlı olarak gerçekleşti. Politika faizi yüzde 8,5’e kadar geriledi.
14 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turu ve genel seçim sonrası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim sonrası faiz indirimlerinin devamının geleceği yönündeki açıklamaları aslında “bu senaryoda öngörülenden de güvercin” bir ortama işaret ediyordu.
Kaynak, Getty Images
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 4 Haziran’da yeni kabineyi açıkladı, Mehmet Şimşek Hazine ve Maliye Bakanı oldu
‘Rasyoneliteye dönüş’
Analistleri şaşırtan ise 28 Mayıs’ta yapılan ve Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçildiği ikinci turdan sonra gelen U-dönüşü ya da seçim sonrası Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanan Mehmet Şimşek’in ifadesiyle “rasyoneliteye dönüş” oldu.
Bu ani dönüş muhtemelen, düşük faiz politikalarına devam edilmesi durumunda, Türkiye’nin ekonomik krize sürükleneceğine ikna olunmasının sonucuydu.
Seçim sonrası dönemde eski ekonomi ekibi büyük ölçüde tasfiye edildi. Ortodoks iktisat anlayışını benimsemiş kişiler göreve geldi. Politika faizi 6 ayda yüzde 34 yükseltildi.
Ekonomideki bu normalleşmenin muhtemel bir ödemeler dengesi krizini engellemesi sayesinde bu senaryodaki öngörülerin aksine “duvara çarpmadık”.
Faiz artışlarına rağmen büyüme ılımlı bir yavaşlamayla sınırlı kaldı. Türkiye ekonomisinin 2023’te yüzde 4’ün üzerinde bir oranda büyüyeceği tahmin ediliyor.
Büyümede ani bir duruş yaşanmamış olması elbette olumlu. Öte yandan seçim öncesi dönemde uygulanan politika hatalarından devralınan en ağır miras enflasyonda hissedildi.
Türkiye 2023 yılını, yüzde 67 gibi bir yıllık enflasyon oranıyla tamamlarsa, 2023 ortalama enflasyonu Fitch’in tahmininin iki katına yakın bir seviyede, yüzde 57’ler civarında gerçekleşecek.
2023: Temkinli iyimserlikle kapatılan yıl
2023, ilk yarısında maceralı bir şekilde başlanan, sonra ise test edilmiş geleneksel politikalara dönmenin getirdiği temkinli iyimserlikle kapatılan bir yıl oldu.
Bu sene aldığımız en kıymetli ders, zor yoldan da olsa geleneksel politikalardan sapmanın ekonomiye verdiği derin hasarı gözlemlemek ve sonrasında “rasyoneliteye dönmek”.
Yılın ilk yarısında faiz indirimleri devam ederken, bu düzeni sürdürebilmek için finansal baskılama, rezerv satışları, sermaye kontrolleri sürdü. Maliye politikası gevşemeye devam etti.
Senenin ikinci yarısında adeta bir kabustan uyanmışcasına eski politikalar çöpe atıldı. Enflasyonla mücadele için faiz indirimleri değil faiz artışlarının gerekli olduğu not edildi.
Kaynak, DHA
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan
En önemli konu, ‘acı reçetenin’ maliyetinin topluma nasıl dağıtılacağı
2024, kolay bir yıl olmayacak. Zira hatalı politikalarda ısrar etmenin yarattığı hasarı bir anda ortadan kaldıracak sihirli bir formül yok. Hataların bedelini ödemek acı olacak.
Bu noktada düşünmemiz gereken belki de en önemli konu, 2024’e girerken “acı reçetenin” maliyetinin topluma nasıl dağıtılacağı olmalı.
Siyasi olarak zor ancak toplumsal adalet açısından doğru olan çözüm, maliye politikasının devreye girmesi.
Bu noktada ekonomik yavaşlamadan olumsuz etkilenecek sabit gelirli kesimlere kaynak aktarımları yaparken bunun fonlamasını vergi reformuyla, verimliliği artırıcı reformlarla ve kamu harcamalarında israftan kaçınarak yapmak gerekiyor.