‘Dinim çevreyi korumak için bana ilham veriyor’
Kaynak, AMİRAH İKBAL
Amirah İkbal çevre odaklı İslami hayır kurumu için eğitim amaçlı kaynak buluyor.
İnancınız iklim krizine bakış açınızı etkiliyor mu?
Çoğu kişiye göre, çevreye verilen zararın azaltılması herkesin sorumluluğunda. Ancak bazıları, bundan daha fazlası olduğunu düşünüyor.
İnanç ve onu nasıl uyguladığınız tamamen kişisel bir şey. Ancak kimileri gezegenimizi kurtarmanın aynı zamanda dini bir görev olduğunu düşünüyor.
Dubai’de devam eden COP 28 İklim Zirvesi’nde dünya liderleri çevreye verilen hasarın azaltılması için toplandı. BBC Asya Ağı da Müslüman, Hindu ve Sih aktivistlerle, dinlerinin onları çevreyi korumak için nasıl motive ettiğiyle ilgili konuştu.
‘Kuran’ın her satırı doğayla ilgili’
BBC’ye konuşan Amirah İkbal, Müslümanların her dua ettiğinde doğayla iletişim kurduğunu söylüyor.
Günde beş vakit namaz kılınmasına işaret ederek “Güneşi takip ediyorsun. Bu bana ‘inananlar Güneş ve doğayla iletişim halinde’ diye düşündürüyor” diyor.
İkbal 25 yaşında. İngiltere merkezli İslam Ekoloji ve Çevre Bilimleri Vakfı (IFEES) gönüllüsü. Aynı zamanda Two Billion Strong isimli kampanyanın bir parçası.
Bu kampanyanın amacı dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların, iklim adaletsizliğiyle ilgili konulara dahil olmasına yardım etmek. Ayrıca İkbal, pek çok çalışmasında Kuran öğretilerinden ilham aldığını söylüyor:
“Kuran’ı tekrar okuyup doğayla ilgili her satırı öne çıkarmaya karar verdim. Bir noktada durmak zorunda kaldım yoksa Kuran’ın tamamının altını çizecektim.
“Allah insanı dünyanın bakıcısı olarak yarattığını belirtiyor. Bizim de doğal kaynakları yönetirken sorumlu davranmamız gerekir.”
İkbal, “Burada çok uzun süre kalmayacağız” diyor.
Bu nedenle gezegeni “onu bulduğumuzdan daha iyi bir yer olarak” bırakmamız çok önemli.
“Benim dinim tüm canlılarla uyumu öngörüyor”
Kaynak, AVNISH THAKRAR
Avnish Thakrar, dünyayı çocuklar için daha iyi bir yer haline getirmek istiyor.
Bir Hindu olan Avnish Thakrar, dininin iki prensibi olduğunu söylüyor: Dharma, yani hareketlerimizde tüm canlılarla uyum ve barış içinde olmak; Ahimsa, yani olabilecek en az zarara sebep olmak.
“Dolayısıyla Dharma ve Ahimsa ile uyumlu yaşarsak, doğal olarak çevreye duyarlı oluruz” diyor.
Bu öğretiler, Thakrar’ın hayatı yaşama biçimini etkiliyor. Vegan besleniyor, elektrikli araç kullanıyor ve evinde güneş paneli var.
Hindu İklim Hareketi grubunun ulusal koordinatörü olarak Hinduizmin iklim değişikliği perspektifine dair çalışmalar düzenliyor.
“Hindular olarak, hayvanların, nehirlerin, okyanusların ve dağların durumunu önemsemeliyiz” diyor.
“Her şeyin refah, uyum ve mutluluk içinde olmasını istiyoruz.”
“Her canlıya saygı duymalıyız”
Kaynak, AMANDEEP MANN
Amandeep Mann, Glasgow’daki COP 26’ya katılmıştı.
Amandeep Kaur Mann, dini inanç değerleriyle modern dünyada olup biten arasında bağ kurmanın önemli olduğunu söylüyor.
Mann, Sih öğretilerini çevreye yardım için kullanan İngiltere’deki Eco Sih’in kurucularından.
Web sitesinde Sih inancının ilk gurusu Nanak Dev Ji’nin şu sözleri yer alıyor: “Hava bizim gurumuz, su bizim babamız, dünya bizim annemiz”.
Mann bu sözlerden çok anlam çıkarıyor:
“Sih inancının en büyük öğretilerinden biri, Duru Nanak dev Ji’nin bütünlük öğretisi. Bu kutsallığın, gücün, yaratıcılığın her canlıda olduğu anlamına gelir.
“Her canlıya saygı duymalıyız. Doğayı korumalıyız çünkü o, bize çok şey veriyor.”
Mann, daha çok sayıda insanın doğayla iç içe olması için uğraşıyor. Ağaç dikmek, çöp toplamak gibi aktiviteler düzenliyor.
Seva, yani özverili davranmak, Sih inancında büyük rol oynuyor. Mann, özverili bir davranış için bir araya gelmenin insana çok iyi hissettirdiğini ekliyor.